
Çocukluk çağı kanserleri nelerdir?
Dünya’da çocuklarda (0-18 yaş arası) yılda yaklaşık 400.000 yeni kanser vakası görülürken; ülkemizde yaklaşık 3500 yeni vaka görülmektedir. Yaşa göre görülen kanser tipleri değişkenlik göstermektedir.
- Lösemiler 1-10 yaş arasında daha sık görülmekte ve vakaların yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır.
- Beyin tümörleri 5 yaşından sonra daha sık ve sıklığı %20-25 olarak söylenebilir.
- Lenfomalar yaklaşık %15 sıklıkta görülmekte ve adolesan dönemde daha sıktır.
- Nöroblastom ve wilms tümörü çoğunlukla 5 yaş altında görülür, sıklıkları %5-6 olarak söylenebilir.
- Yumuşak doku tümörleri (rabdomyosarkom ve diğerleri) her yaşta görülebilirken (%5-6); kemik tümörleri (osteosarkom, ewing sarkom ve diğerleri) 5 yaş üstünde daha sık görülmektedir, %4-5 sıklıkta görüldüğü söylenebilir.
- Diğer tümörler (germ hücreli tümörler, retinoblastom, cilt kanserleri, karaciğer tümörleri ..) farklı sıklıklarda görülmektedir.
Çocuk Hematoloji Onkoloji uzmanları olarak oldukça zor ve bir o kadar da anlamlı bir işe talibiz. Bu hastalıkların tanısından, tedavisine, gelişen komplikasyonlardan mutlu anlara kadar her zaman aile ile birlikte bu süreci yönetmekteyiz. Hastalık yoktur, hasta vardır prensibi gereği kanserin adı aynı olsa da her hastanın ihtiyacı ve tedavi yaklaşımı farklı özellikler gösterebilir.
Çocuklarda kanser nasıl oluşur, risk faktörleri nelerdir?
Oldukça zor bir soru ve maalesef bugün bu konuda her şeyi bilmiyoruz. Kanser genetik bir hastalıktır. Hücre bölünmesi sırasında, bir hücre grubunun kontrolsüz bir şekilde bölünmeye devam etmesi sonucunda oluşur. İşte burada, bir hücre grubunda bir mutasyon geliştiğini bilmekteyiz. Bu mutasyonlar bazen anne karnında iken, bazen sonradan gelişebilmektedir. Ailesel kanser hastalığı olan çocuklarda veya down sendromu vb. gibi kromozom anomalileri olan çocuklarda kanser riski artmıştır. Ancak literatürde kanserlerin % 5-10 kadarı ailesel kalıtım ile ilişkilendirilmiştir. Anne karnında veya çocukluk çağında; hava kirliliği (trafik, endüstriyel..), pestisitler (tarımsal, ev içi, böcek ilaçları..), ebeveynlerin ve çocukların kimyasal ve ağır metallere maruziyeti, gebelikte tütün ve alkol kullanımı, yüksek gerilim hatlarına yakın yaşama, radyasyona maruziyet, bazı enfeksiyonlara maruziyet (EBV, HIV, HPV..), işlenmiş gıdalar ile beslenme bilinen çevresel faktörlerdir. Çağımızda belli oranda bu etkenlere maruz kalmaktayız. Eşlik edebilen genetik yatkınlıklarla birlikte bu etkenler; hücre içerisinde bulunan genetik hafızamızı oluşturan DNA ve RNA yapısına hasar vermekte, mutasyonlar geliştirebilmektedir. Ancak hücre içerisindeki düzenleyici mekanizmalar ile bu hücrelerin bölünmesi durdurulmaktadır. Kanserleşme; bu düzenleyici mekanizmalarda yetersizlik veya düzenleyici mekanizmaların sınırının aşıldığı durumlarda geliştiği söylenebilir. Erişkin dönem kanserleri, çocukluk çağı kanserlerine göre yaklaşık 100 kat daha sık görülmektedir. Çevresel faktörlerin etkisini bu istatistik ile de değerlendirebilirsiniz.
Çocuğumda hangi şikayetlerde kanserden şüphelenmeliyim?
Hastalar farklı kanser türlerinde farklı şikayetler ile başvururlar, bazen bulgular diğer hastalıklarla karışabilir. Genel olarak; açıklanamayan ve uzun süren ateş, kilo kaybı, halsizlik, iştahsızlık gibi şikayetler bize malign bir süreci düşündürür. Bu şikayetlerin bir kısmı aslında bir çok enfeksiyon hastalığında da görülebilir. Bu nedenle hastanın öyküsünü ve laboratuvar sonuçlarını ayrıntılı değerlendiririz. Ağrı önemli bir şikayettir. Hep aynı yerde ağrı devam ediyorsa veya şişlik varsa gerekli görüntülemeler yapılmalıdır. Karın ağrısı ve şişliğinde batın içinde bir kitleden; geçmeyen baş ağrısı, sabah kusmaları, nörolojik bulgular varlığında beyin tümörlerinden şüphelenilmelidir. Yaygın kemik ve eklem ağrıları lösemilerde görülebilirken, tek bir lokasyonda ağrı yumuşak doku tümörleri ya da kemik tümörlerini düşündürebilir. Ciltte morluk ve kanamalar, trombosit düşüklüğünün bir bulgusu olabilir. Lenf bezlerinde şişlik çoğunlukla enfeksiyon ilişkili olsa da lenf bezlerinin sert, vücuda yapışık, hareketsiz ve büyük boyutlarda olması rahatsız edicidir. Tam kan sayımında düşüklük ya da yükseklikler ailelerde endişeye sebep olmaktadır, ancak enfeksiyonlardan sonrada benzer kan sonuçları görülebilmektedir. Bütün bunların hepsini birleştirerek kanserden şüphe ederiz. Kanser tanısı doku tanısı ile konulur. Uygun alandan biyopsi yapılarak, patolojiden gelen sonuç ile tanı konulur.
Çocuklarda kanser tedavisi nasıl yapılır?
Hasta patoloji sonucu ile kanser tanısı aldıktan sonra, hasta ve ailesi için artık yeni bir dönem başlayacaktır. Tanıya göre değişmekle birlikte genellikle 6-12 ay yoğun bir tedavi uygulanır. Bir hasta örneği üzerinden, hasta yönetiminden bahsetmek istiyorum.
15 yaş erkek hasta, son altı aydır sol ayak orta kısmında ağrı şikayeti ile ortapediye başvuruyor. Görüntüleme ile biyopsi yapılmasına karar veriliyor ve ewing sarkomu tanısı alıyor. Hasta patoloji sonucu ile bize başvurduğunda, öncelikle hastalık evrelemesi yapılması gerekmekte, metastaz varlığı araştırılmalıdır. Bu nedenle (ewing sarkomu için) PET görüntüleme yapılmalı, akciğer tomografisi çekilmeli ve kemik iliğinden örnek alınarak değerlendirilmelidir. Çocuk Hematoloji Onkoloji pratiğinde ulusal ve uluslararası ortak kullandığımız tedavi protokolleri mevcuttur. Ewing sarkom tedavisinde; kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi tedaviler uygulanmaktadır. Farklı disiplinlerle birlikte tümör konseyleri yaparak karar almaktayız. Hastamıza öncelikle 6 kür kemoterapi uyguladık, daha sonra tümör cerrahisinde tecrübeli ortapedi bölümünde kitle çıkarıldı. Hastanın yarası iyileşmeye devam ederken, patoloji sonucu ile birlikte hastayı tümör konseyinde değerlendirdik. Ve radyoterapi alması gerektiği kararlaştırıldı. Ayrıca -bazı özelliklerine göre- ewing sarkom tedavisinde kemik iliği nakli de gerekebilmekte, konseyde hastamız için gerekli olmadığını kararlaştırdık. Radyoterapiden sonra da hastamızın kemoterapilerine devam etmekteyiz.
Burada bir kemik tümöründen bahsettik, ancak birçok solid tümör tedavisinde de genel yaklaşımımız bu şekilde olmaktadır. Tümör tipine göre ve hasta özelinde tedavilerin sıralaması değişebilmektedir. Bazen kemoterapi ile kitlesi çok iyi yanıtlı olduğu için erken cerrahi yapılabilmekte, bazen kitle yanıtsız olduğu için, metastaz geliştiği veya kemoterapi ilişkili ciddi toksisite görüldüğü için kemoterapiler değiştirilebilmektedir.
Kanser tedavisinde başarı nelere bağlıdır?
Kanser tedavisinde başarıyı sağlayan birçok faktör vardır. Kanserin türü ve evresi çok önemlidir. Tanı anında yüksek risk özellikleri taşıyan hastaların tedavi süreci daha zordur, daha yoğun tedaviler kullanılmaktadır. Metastaz yapmamış kanserlerin tedavisi daha başarılıdır. Erken tanı bu nedenle büyük önem arz eder. Tedavi sırasında gelişen komplikasyonlar iyi yönetilmelidir. Örneğin ilaç toksisitesi nedeni ile böbrek yetmezliği gelişen bir hastada, daha sonra seçilecek ilaçlar dikkatle seçilmelidir. Hastanın beslenmesi çok önemlidir. Makro (protein, karbonhidrat, yağ) ve mikro besin (vitamin ve mineraller) ürünleri yeterli miktarda alınmalıdır. Besin çeşitliliği sağlanmalıdır. Eğer hastalar yeterli beslenemiyorsa belli bir dönem mama ve vitamin destekleri kullanılması gerekebilir. Hastaların uygun yöntem ile hareketi sağlanmalıdır, gerekirse rehabilitasyon desteği sağlanabilir. Hastaların moral ve motivasyonu önemlidir. Olası depresyon durumlarında psikiyatri/psikolog desteği ve ailenin her zaman sosyal desteği büyük önem arz etmektedir. Tedavi yöntemi olarak uygulanan kemoterapi, cerrahi, radyoterapi gibi standart tedavilerin en iyi şekilde uygulanması gerekmektedir. Özellikle tümör cerrahisinin tecrübeli ellerde olması çok çok önemlidir. Onkoloji merkezindeki hemşire ekibinin ve ilgili personellerin tecrübesi ve eğitimleri de büyük önem arz etmektedir.
Gelişmiş ülkelerde genel kanser sağ kalımı %80-85’lere ulaşmış iken, gelişmemiş ülkelerde sağ kalım oranları %30’lara kadar düşmektedir. Ülkemizde de, gelişmiş ülkelere yakın %80 üzerinde bir başarı sağlandığı söylenebilir. İlgili bütün bölümlerin koordinasyon içerisinde hasta için kararlar alması ve titizlikle uygulaması, hasta özelinde tedaviler belirlenmesi başarıyı getirmektedir.